14.12.12

Little Blue Box

Yeni yasima daha on gun var ama ben bugun en surpriz, en beklenmedik ve en tatli 'erken dogum gunu hediyesini' aldim! Beni en iyi taniyan ve nasil mutlu edecegini bilen kisi kucuk mavi kutuyla gelince sevincten resmen zipladim :) Idolum Audrey Hepburn ve en sevdigim filmi Breakfast at Tiffany's olmasindan dolayi Tiffany&Co markasina olan sempatim buyuktur. Aksesuarlarina bayilmamin yani sira, odamin bir duvarinin "tiffany mavisi" oldugunu soyleyebilirim! Hatta Milano'da yasarken; yeni yil ve sevgililer gunu gibi ozel zamanlarda gidip oradan hediye alanlari izlemek gibi bir keyfim vardi :) Durum boyle olunca bu yilki dogum gunu hediyem o kadar guzel geldi ki anlatamam. Gecen sene yaptigim bu post mesaji cok net veriyormus aslinda ama caktirmayin ;) Bilezigime eklenen ilk charmi paylasmak benim icin buyuk keyif cunku kutunun icinden en cok istedigim cikti! Minyatur bir Tiffany's torbasi. Baktikca beni gulumsetiyor, sizce de cok tatli degil mi? Umarim bana sans getirir ;) Mutlu hafta sonlari!

13.12.12

Şimşek

Giyinirken nelere dikkat edersiniz? Vücudunuza uygun giyinmeye? Parçaların ya da renklerin uyumuna? Ya da tamamen o anki trendlere uygun olmasına, modaya?! Bunların hepsine bende dikkat ederim fakat biraz daha önemsediğim bir şey varsa o da canımın ne istediğidir:) Ben o kıyafeti o an giymek istiyorsam,nereye gideceğimin önemi olmaz. Benim içimden o parçayı kombinlemek geliyorsa, yakışıp yakışmadığı ufacık bir detaydır. Moda kuralları açısından çok doğru bir tarz olmamasına rağmen, insanların yorumlarından çok kendi zevklerimi önemsediğim için kendimi böyle huzurlu hissediyorum. Malum şu sıralar herkes moda eleştirmeni, herkes bilir kişi.. "Şu sana olur","Bu bununla olmaz"lar havada uçuşuyor.. Bazen her şeyi fazla ciddiye alıyoruz, giyinmeyi de öyle..  Benim naçizane tavsiyem hiçbir zaman başkalarının düşüncelerini kendi fikirlerinizden fazla önemsemeyin. Ve şunu unutmayın: içinde kendinizi rahat ve şık hissettiğiniz her kıyafet size göredir ;)
PDSC09438

5.12.12

OVERDOSE

Her seyin fazlasi 'fazla' midir? Su siralar heryer biraz fazla civili! Bende biraz abartmak istedim. Bilincli bir sekilde hem ayakkabim hem ceketim hem cantam hem gomlegim zimbali! Olum raporuma 'stud overdose' yazabilirsiniz.
DSC09153

1.11.12

Back to Black

Bugun itibariyle resmen kis geldi. Kasim ayinin ilk gunu diye demiyorum, Izmir'in bir turlu sogumayan havasi bir anda degisti. Ve biz siyaha geri donduk.. Bastan asagi tek renk giyinmek pek huyum degildir ama bu sefer icimden boyle geldi. Hem siyahi herkes sever, oyle degil mi? :)
DSC05377

13.9.12

A summary for the summer.

Yaz bitiyor,yazliklar yavas yavas kapaniyor. Cesme deli ruzgarina,buz gibi havasina kavusmadan son kez derin daliyorum sulara. Fakat sehire donmeye hic hazir degilim.. Eylul'de bizim buralar daha guzel oluyor ustelik. Sezonu biraz uzatma hayalim her yil degisen plan,program ve isler yuzunden sekteye ugruyor. Bakalim yeni sezona baslamamak icin daha ne kadar direnebilecegim? Kiyafet postu girmeden once, yaz tatilimin cektigim fotograflarla kisa bir ozetini hazirlamak istedim ;)

28.8.12

KEEP CALM

En son postumu tam tamina bir ay once girdigime inanabiliyor musunuz? Hic bu kadar uzak kalmamistim. Yoklugumda beni unutmus olabilirsiniz,su an bunu kimse okumuyor da olabilir.. Ama ben iyi ihtimali dusunup hala iconic mouse'u tiklayan birileri olduguna inanmak istiyorum :) Dolu dolu bir yaz tatili gecirmemin yani sira, beni bilgisayari actirmayacak kadar oyalayan baska bir sey var: Tasinmak! Hem de oyle esyalari hazir sadece girip yerlesilecek bir daireye degil, sifirdan yapilan bir eve. Nasil yoruldugumu ve ne kadar vaktimi aldigini anlatmam mumkun degil sanirim. Evin tum detaylariyla bizzat ilgilendigim icin neredeyse bir blogum oldugumu unuttum! Neyse ki aylardir suren kosusturmaca bitmek uzere.. Siz sevgili takipcilerimden bir sure daha beklemede kalmasini ve beni sevmeye devam etmelerini rica ediyorum :) Sakin fareyi unutmayin!

26.7.12

SILK PANTS

Bir bloggerı, arkadaşının elinden çıkma bir tasarımı giymekten daha mutlu edecek bir şey düşünemiyorum! :)
Nalan Haznedar etiketli bu ipek pantolonu satın almak için tık tık

DSC07200

10.7.12

MUDO FTS64

Geçtiğimiz hafta, İzmir'de gerçekleşen Fanta Gençlik Festivali kapsamında Mudo'nun davetlisi olarak FTS64 tırındaydım! İzmirli blogger arkadaşlarım ile "Best of the fest" yarışmasının jürisi olarak stiliyle birinci olmaya hak kazananı belirledik. Devasa Mudo mobil mağazasında harika kombinler çıkartmak için gerekli tüm ürünler vardı fakat benim sıcağa olan aşırı hassasiyetim yüzünden giyinmem mümkün olmadı. Ama kendi stillerini oluşturan arkadaşlarımı zevkle izleyip kıyafetleri tırdan inceledim :) Keyifli bir gün geçirmemizi sağlayan Mudo ekibine eğlenceli daveti ve hediyeleri için ayrıca teşekkürler! Unutmadan, aynı etkinliğin bugün Çanakkale, perşembe günü de Edirne'de gerçekleşeceğini söylemeliyim. Yakınlarda olanlar keyifli bir gün geçirmek için doğru Mudo tırına! ;)

26.6.12

Cappuccino

Mayıs ayının sonlarına doğru, bilgisayarımın arka planında "JUNE; PLEASE BE AWESOME" diye bir yazı vardı. Haziran tam anlamıyla yaz başlangıcı olduğu için her yıl beklentisi büyük oluyor! Evrene mesajı iyi göndermiş olmalıyım ki gerçekten harika geçen bir Haziran'ın sonuna geldik. Bu ay yaptığım 4.post olmasından dolayı biraz mahçubum, daha önce hiç bu kadar tembellik yapmamıştım :( Sıcaklardan dolayı çekim yapmak zor, onu yapsan internet bağlantısında sorun, hadi o da çözüldü bu sefer bilgisayarı İzmir'de unut derken sonunda yeni outfit paylaşabildiğime seviniyorum! Temmuz'da daha çalışkan bir blogger olacağım, söz.  :)
DSC05674

23.6.12

Le Cadeau

Hediye almak kadar guzel bir sey var mi? Hele ki evde oylece otururken surpriz bir sekilde kapina gelen bir seyin heyecani bambaska! Gorur gormez tam benlik oldugunu dusunup bunun benim olmasi gerektigine karar veren kisinin beni ne kadar iyi tanidigini soylememe gerek yok herhalde. Yaka,pembe zimba ve kuru kafa.. Daha 'benlik' bir uclu dusunemiyorum gercekten ;) Cumartesinin tadini cikarin,iyi tatiller!

17.6.12

"M I N T"

Yoğun yaz temposundan(!) dolayı blogumla pek fazla ilgilenemiyorum. Yazlıktaki adsl bağlantısında yaşadığım problemin de etkisi var tabii. Çözülür çözülmez postumu hazırladım :) Sezonun trendi "mint" rengine yatırımımı şubat ayında aldığım bu pantolonla yapmıştım. Dolaptaki bekleme süresini doldurduğunu hissederek sonunda giydim. Umarım beğenirsiniz. Herkese iyi tatiller! Harika bir yaz olsun ;)
DSC02516

5.6.12

The Ladylike Look

Bu kızı yeniden büyütmeliyim
Kor ateşlerde yürütmeliyim
Değirmenlerde öğütmeliyim
Farkındayım..
Farkındayım.
DSC02902

25.5.12

SHOPPER

Aslında bunun bir "new in" postu olması gerekiyordu,hatta çekimini bile yapmıştım ama bu sefer aldıklarım yerine aklımdakileri paylaşmak istedim. Konumuz; alışveriş ve benim alışveriş stilim! 
Alışveriş stili de ne derseniz, ben söz konusu bir şeyler satın almak olsa bile herkesin bir tarzı olduğuna inanıyorum. Çevremde bir sürü çeşit var; her beğendiğini mutlaka alan,belirli zamanlarda alışverişe çıkıp ihtiyacı olan şeyleri alan,her yeri gezip en son alacakları seçip kasaya giden.. Ben bunların hiçbiri değilim :) Sürekli bir şeyler almam. Bu yüzden giydiklerim bazen 4-5 yıl öncesinin bile oluyor. Ben burada yazmadığımda sorulduğu için ürünlerin markalarını paylaşıyorum ama bu durumda beğendiğiniz bir şey olsa dahi gidip bulma ihtimaliniz düşük. Benim için kıyafetin sezonu değil kullanılabilirliği,kombinleneceği şeyler önemli.Bu yüzden bir şey alırken onun eşinin dolabımda olduğundan emin olmalıyım. Bu sayede "Ben bunu almışım da neyle giyeceğim acaba?" diye baktığım bir parça yok dolabımda.
Bir de şöyle bir gözüm var; fiyatıyla ölçüyorum genelde her şeyi. Bu ev eşyası da olsa erkek giyimi de olsa değişmiyor. Ürünün,üzerindeki etiketi hak edip etmediğini görmeye dair kuvvetli hislerim olduğuna inanıyorum :) O kıyafet pazardan bile alınıyor olsa, ederinin üzerinde fiyatı varsa burun kıvırabiliyorum bu yüzden. Bunu okuyup içinden "sen pazar mı geziyorsun" diyen olmuştur diye düşünüyorum :) Ben her yerden alışveriş yapabilirim. Büyük beden mağazasına ya da çocuk bölümüne de soksanız alacak bir şey çıkarırım.
Kıyafetlere olan merakımı annemin beni dört yaşımdayken girdiğimiz mağazada askıları elimle aralayarak elbiseleri incelerken bulmasıyla açıklayabiliriz sanırım. Arkadaşlarımla ya da ablamla alışverişe çıktığımızda benim onay vermediğim bir şeyin alınması pek mümkün olmuyor :) Şu sıralar alışveriş iştahımın açık olduğu bir dönemdeyim,uzun süredir hiçbir şey almıyor olmanın da verdiği özlemle ufak tefek bir şeyler eklemeye başladım dolabıma.
Fark ettim ki; blogger kimliğimden önce daha rahat alıyormuşum. Şimdi hepimizin alışveriş yaptığı belli mağazalara girince tanıdık ürünlerden kaçıyorum. Beğensem bile daha üzerime giymeden bir çok yerde gördüğüm için elim gitmiyor açıkçası. Yine de almak istediklerim olunca da; onları ya eskilerle birleştiriyorum ya da bir köşede bekletip herkes unuttuktan sonra giyiyorum :) Bir şekilde dengeyi kurmaya çalışıyorum yani!
Söz konusu "shopping" olunca benim tarzım bu! Sizin alışveriş alışkanlığınız nasıl? Yorumları bekliyorum ;)

22.5.12

I'm lying in the ocean, singing your song.

DSC02785
DSC02688
DSC02745
DSC02836
DSC02674
DSC02724
DSC02819
DSC02684
DSC02744
DSC02796
DSC02685
DSC02729
DSC02816
DSC02681
DSC02722
DSC02838
DSC02664
DSC02719
DSC02853
DSC02703
DSC02868
DSC02786
DSC02679
DSC02880
DSC02845
DSC02879
DSC02809
2DSC02766
DSC02846
wearing
primark zipped pants,top from local bazaar in Aix en Provence
asos necklace,yves saint laurent pumps,ray-ban wayfarer
forever21 studded&cartier love look-a-like bracelet from London