Banana Republic&Ece Sükan

Geçtiğimiz cumartesi Agora alışveriş merkezinde, Banana Republic mağazasının Ece Sükan'ın trend raporları ve yorumları eşliğinde ilkbahar/yaz sezonu tanıtımı vardı. Bende hem yeni koleksiyonun defilesini izlemek, hem de dergi için Ece Sükan'la küçük bir röportaj yapmak üzere oradaydım.

Ece Sükan~Mini Röportaj

Banana Republic’in  bu sezonu hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyim?Koleksiyonu nasıl buldunuz?
Koleksiyon çok giyimli ve çok şık.Rahatlığı simgeliyor.Bahar mevsimine girerken,yazın renklerine alışmak için pastel tonların hüküm sürdüğü, hem desenlerin birbiriyle uyum sağladığı,hem de uyumsuzluğun uyumunun kombinlenebildiği,ceketlerin,trençkotların, montların çoğunlukta olduğu,toprak renkleri,haki,militer renkler ve somonların pembelerin karıştığı,çok rahat,soft ve aynı zamanda da şık bir koleksiyon.

Markanın bu sezon sizin gardrobunuza girecek parçalarını sayabilir misiniz?Nasıl kombinler oluşturulabilir?

Şu anda üzerimdeki yelek ve pantolonu çok beğendim. Kesimi de çok iyi,fikri de çok iyi çünkü bu sezonun en önemli trendlerinden biri aynı zamanda maskülen tarzda kıyafetler de olduğu için,bu gardrobuma girecek parçalardan biri olabilir. Ve tabii ki de bir trençkot. Gördüğüm birkaç elbise, ve güzel takılar,her kıyafeti hareketlendirecek şallar da mutlaka kullanabileceğim kıyafetler olur.

Moda haftalarında ön plana çıkan renk paletini nasıl kullanmamız gerektiğine dair bize verebileceğiniz ipuçları var mı?

Ben renkleri kendi adıma çok seviyorum ve çok canlı renkler giyiyorum aslında.Ve artık onların da şöyle bir kuralı bile kalmadı açıkçası çok parlak bir neon pembeyle kırmızıyı bile kombinleyebiliyorsunuz. Color blocking ve renklerin çarpışması dediğimiz trend aslında bu. İnanılmaz fosforlu bir sarı ile fosforlu bir turuncuyu birlikte giymeye normalde insanlar çok cesaret edemezler ama bu yaz bunların birleştiği kombinler yapabileceğiz. Çünkü gerçekten her yerde bunlar olacak.Ama tabii ki de bu kadar renkli ve cesaretli olamayanlar onları nötr renklerle ve beyazlarla kombinleyerek kullanabilirler.

Yanılmıyorsam en son Paris moda haftasındaydınız,sizce en iyi defile kimindi?

Çok vardı.. En son izlediğim Louis Vuitton’un defilesini çok beğendim. Givenchy’yi çok beğendim,Lanvin çok iyiydi. Milano’da Prada çok güzeldi. Missoni ve Yves Saint Laurent  çok başarılıydı.

Vogue’un moda ve stil danışmanlığı dışında bir de moda programı hazırlayıp sunuyorsunuz. Bu yoğunluğa rağmen,modelliğe devam etmeniz bu meslekten hiçbir zaman kopamayacağınızın bir göstergesi mi?

Tabi yani aslında böyle güzel işler olduğu zaman,çalıştığım firmalar,tasarımcılar, iyi işler olduğunda her zaman devam edebilirim.

Style.com gibi moda alanının ve Sartorialist gibi sokak stilinin en önemli kaynaklarında yer aldınız. Stiliyle bu kadar ön plana çıkan biri olarak, sizce stil nedir ve nasıl olmalıdır?

Stil, aslında modayı çok akıllıca kullanmaktır bence.Moda diye bir endüstri var ve bize her sezon bir sürü koleksiyonlar çıkarıp trendler dikte ediliyor ama stil; onlardan hangisini seçeceğini bilmek, ve gerçekten cesurca, özgürce,kendi iç sesini dinleyerek onları birleştirme gücü ve becerisi diyorum ben. Çünkü moda olan bir çok şeyi illa da giymek zorunda olmayabiliriz ama bunu takip etmek de bize hiçbir zarar vermez. Hani insanlar körü körüne moda takibi yaparlar ya, bunun yerine oradan beğendiğiniz parçalarla kendimize değişik kombinler yaratabiliriz.Onun dışında hakikatten kişinin kendini tanıması,kendine güvenmesi  ve cesur olması gerektiğini düşünüyorum ben. Başkasına benzemek yerine kendi öz stilini çıkarmaktan korkmamak, renkleri karıştırmaktan, desenleri karıştırmaktan en önemlisi kuralları bozmamaktan korkmamak gerekiyor bence. Çünkü çok fazla kuralların içinde kalındığı zaman o zaten vitrinde gördüğümüz bir kombine benziyor. Ama kuralları kırmaya cesaret ettiğiniz zaman kendi stilinizden bir dokunuş katmış oluyorsunuz. Bu da çok önemli.