27.6.11

Jus D'Orange

Haziran ayını oldum olası sevmişimdir.Niye bilmiyorum ama hep güzel şeyler olacağı hissini verir bana..Öncelikle, yaz mevsiminin başladığının resmidir!Havalar ısınır,kıyafetlerimiz hafifler ama Haziran olana kadar resmen yaz gelmiş sayılmaz.Şimdiyse tatil planlarının yapıldığı, ilk güneş yanığının tenimizde izini bıraktığı, bir anda yaz moduna geçilen, içimize o kıpırtıyı yerleştiren bu ayın sonuna geldik.Nasıl hızlı geçtiğini anlamasam da,benim için her haftası oldukça keyifliydi.Hatta yaz sezonu açılışı ancak bu kadar güzel olabilirdi!Haziranın bana başka bir hediyesi ise; 'Elle ayın bloggerı' yarışması adayı olmamdı.Henüz dört aylık bir blogger olarak ELLE gibi bir isim tarafından fark edilmek,ve blogumun adaylığa uygun görülmesi tahmin edersiniz ki beni çok sevindirdi.Koca bir ayı mükemmel anılarla doldurduktan sonra,şimdi dileğim bütün yazın en az haziran kadar güzel ve eğlenceli geçmesi :) Herkese iyi tatiller, güneş hep yakınınızda olsun! 
Turuncu tulum Mudo'dan,yeni sezon. Ayakkabılarım Zara.
Mercan kolye annemin. Bileziklerim H&M
Kemer ve çanta Louis Vuitton, kemer neredeyse vintage; 25 yıllık.
Gözlüğüm Prada'nın sınırlı sayıda üretilen Minimal Baroque serisinden, Emre Optik

23.6.11

Pink Panther

Pantolon ve T-shirt Londra'dan
Kemer: Moschino
Bilezik: Anna Lou of London
Küpe: Topshop
Ayakkabı: Zara

20.6.11

Minimal Baroque

Tam bir hafta geçmiş en son postumun üzerinden! Yaz benim açımdan bu kadar verimli,blog açısından bu kadar verimsiz geçmez umarım :) Gerçekten yoğun bir hafta geçirdim ve bir şey paylaşmaya fırsatım olmadı. Bu fırsat elime geçer geçmez de şu sıralar aklımı ve kalbimi çalan küçük sanat eserlerinden bahsetmek istedim. Prada'nın reklam kampanyalarında gözüktüğünden beri mağazamıza gelişini heyecanla beklediğim bu gözlükler, bana göre güneş gözlüğünün bu zamana kadar geldiği en çarpıcı forma sahip. Sınırlı sayıda üretilen 'Minimal Baroque' koleksiyonu, bence yıllar sonra da dolabınızda olması gereken bir parça gibi değer koruyacak. Kim bilir,bakarsınız yakınlarda bu gözlüklerden biriyle outfit postu yaparım ;)

13.6.11

Maxi Stripe

Bugün günlerden pazartesi. Çoğu insanın sendroma girdiği, hafta sonundan sonra iş başı yaptığı için neredeyse nefret eder hale geldiği gün. Henüz çalışmadığım için mi yoksa şu sıralar fazla pozitif olduğum için mi bilinmez benim için yeni bir hafta yeni bir heyecanı çağırıştırıyor. Sanırım mevsimin yaz olmasının da bunda etkisi var..Yoksa havada uçuşan mutluluk tanelerini bir tek ben görüyor olamam :) Hepinize mükemmel bir hafta diliyorum! 
Etek+Ceket+Ayakkabı: H&M
Love at first bite t-shirt: Asos
Çanta: Milano'dan
Şapka: Zara Man
Yüzük: Topshop

10.6.11

There is no way to peace, peace is the way.

bu seferki postun modayla,kıyafetle hiç ilgisi yok. benimle ilgisi var.
blogger olmak bende çözemediğim bir paylaşma isteği geliştirdi
nereye baktığım,ne yediğim bile artık burada.
ne kadar keyifli olduğumu kelimeler anlatamaz belki diye.
kendisi masamızın kralı
giysilerden sonra en çok ilgilendiğim şeyin yemekler olduğunu itiraf etmeliyim.
gördüğünüz gibi tatlıyla hiç aram yok.
keyifli bir günden arta kalan karelerimde sadece yemek olması, şüphesiz ki tesadüf değil.
bu da soframızın kraliçesi
nereye baktığın önemli. kime baktığın da öyle.