29.3.12

Polyvore

Geçtiğimiz yaz, Bodrum Marina Yacht Club'te en yakın arkadaşımla keyifli bir akşam yemeği yerken masama yabancı bir kadın yaklaşıp ingilizce bilip bilmediğimi sordu, evet cevabını alınca da başladık konuşmaya.. Üzerimdeki Audrey Hepburn t-shirtümü nereden aldığımı sormak için gelmişti :) Onun Hollanda'da hiç böyle bir şey bulamadığını ve benim gibi büyük bir Audrey fanı olduğunu öğrenince t-shirtümü hediye etmek istedim. Önce kabul etmedi ama benim birkaç tane daha Hepburn baskılı t-shirte sahip olduğumu  öğrenince şaşırarak kabul etti. Sohbet ettikçe eşiyle her yıl Bodrum'a geldiklerini, hatta gözlüklerini sadece bizim mağazamızdan aldıklarını öğrendim! O sırada orada üzerimi çıkarmam mümkün olmadığı için ertesi gün kaldığı otelin resepsiyonuna hediyemi bıraktım. Facebook aracılığıyla da iletişimimiz kopmadı. Bu kız şimdi niye bize bu hikayeyi anlatıyor diyorsanız, bu tatlı arkadaşım sıkı bir polyvore kullanıcısıymış ve blogumu inceledikten sonra içinde benim olduğum bir set yaratmış! Benim çok hoşuma gitti, burada da paylaşmak istedim :)

Geen titel #273

26.3.12

Wolf and I

Herkes baharın gelişini müjdeleyip, pastelleri giymeye başladıysa deri taytımı ve çivili sneakerlarımı giymenin tam vaktidir! Dolunayda kurt kadına dönüştüğüm söyleniyor,en sevdiğim şarkı Oh Land - Wolf and I
h&m deri tayt forever21 tshirt newyorker kot gömlek zara man şapka sandro sneaker topshop yüzük forever21 zımbalı bileklikler brandy kuru kafa bilezik m&m's world saat 

23.3.12

story of a trip

En son postumu tam on gun once yayinladigim gercegiyle yuzlesip hemen bir seyler hazirlamak istedim. Bir tur dinlenme/iyilesme/yenileme doneminde oldugumu varsayarsak,elimdekileri degerlendirerek baslamamda sakinca yoktur diye dusunuyorum! Bu post aslinda bir nevi gormedikleriniz-duymadiklariniz :) Las Vegas'i daha once iki kez paylasmistim,simdi de bu gezinin hikayesi turunde bir sey hazirladim.
 pembe bavulum benimle yeni bir yer daha kesfetmek icin hazirdi
ben ayagima nikelarimi gecirmisken,ucaga topuklu ile binenleri yuzuncu kez yadirgadim ve anlamaya calistim
 hava alaninda ucak saatini beklerken tam bir stalker olmustum
THY calisanlari pembe pavuluma pek nazik davranmamislardi,bende icini bosaltip onu Ataturk havalimaninin bir kosesine biraktim
duty free'de gezinirken,vodka sevmememe ragmen absolut 'mode edition' sisesini dikkatimi cekmisti
bu seferki destinasyon oldukca uzakti ve bizi uzuuun bir ucus beklemekteydi
ucagimiz bizim icin hazirlanirken yavas yavas gun aydinlaniyordu
londra aktarmali gitmek kucuk bir harrods gezintisi demekti
sonunda vegastayiz! ilk kare taksiden iner inmez cekildi
yorucu bir yolculuktan sonra yapilacak en iyi sey biraz kestirmekti
kendimi disari attigimda ise vegasta oldugumu hatirlatan fake elvis'i gordum!
 ilk duragimiz new york new york hotel
hic boyle elma sekeri gormemistim
coca cola world benin gibi bir addicted icin tam anlamiyla cenetti
gunesi gorur gormez vintage ray-banlerimi taktim
vegastaki en buyuleyici sey kuskusuz mimariydi
moda devleri icin daha dikkat cekici mekan tasarimlari dusunemezdim
favori magazam urban outfittersda buldugum iPod yuvasi tam benlikti fakat tasiyamayacagim kadar da buyuk!
bende tasinabilir minik seylerle alisverise basladim
kucuklugume benzeyen Dora burada da karsima cikmisti
hello kittylerin hepsine sarilmak istedim!
casinolara gelince kendime uygun bir slot bulmakta hic zorluk cekmedim
bir an icin hic bitmeyecek zannettigim hummer
venedikten daha iyi bir venedik varsa o da venetian hoteldi
bubble tree bende baloncuklari patlatma istegi uyandirmisti
en cok alisverisi m&m's world den yaptigimi gorunce hic buyumedigimi anladim
victoria's secret magazasina girip bir "angel' olmadan cikilmazdi
wynn otelinin bufesi benim ruyalarimin gercege donmus hali olunca bana da her seyi yemek dustu
ve tabii biraz kumar oynamak!
fakat vegasta kumar batagina dusup ferrarimi sattim
ve new york'un en iyi sandwich yapan yerinde teselli buldum
oreolu mc flurry bizim negrolunun yanindan gecemezdi
coldeki kutup ayisini resmeden ilk insan olarak tarihe gecmistim
hayir,ocean's 11 iceride yemek yemiyordu
 illa bir gosteri izleyeceksek bu Louis Vuitton sirki olmaliydi
casinolardaki bedava ickilerin sonu pek iyi gozukmuyordu
ablamin ve benim isimlerimizle soyadimizin bas harflerine ozel koltuk yapilmasi bizi cok duygulandirdi :)
D&G vitrini bana milano'daki Spiga2 yi hatirlatti
ona sadece 'banana waffle' demek haksizlikti
23.yasimda bir pastanin mumlarini uflemek yerine marshmallowlari kizartip fonduye batirdim
sanki burada su sisesi bile baska bir havaliydi
marketler benim gibi junk food severler icin cok tehlikeliydi
tehlike derken bir kutu pamuk sekere bakisimdaki tehlikeden bahsediyorum!
lady gaga temali barneys torbami atmam hataydi ama en azindan bir hatira karesi saklamistim
bir vegas klasigi olan bellagio otelinin bahcesindeki sularin dansi buyuleyiciydi
nedense hep bir nevada plakam olsun istemistim
M&Mler cikolata olmaktan cikip karakter haline gelmisti
her yerde hangover filmine ait seyler gormek beni gulumsetti
bir M gibi poz verebilmeliydim
cheesecake factory menusunden secim yapmak baya zor olsa da oreolu cheesecake dogru tercihti
ben taksideyken yanimdan gecen lamborghini yuzunden goz yaslarimi tutamadim
harika cantalar tasarlayan birinin tabelasi da ancak boyle olurdu
wonderland dedikleri yer wynn otelin girisiydi sanirim,her an koseden tavsan cikabilirdi!

donus yolunda huzun cokunce teselliyi yine ickilerde bulmustum
sirf sisesi icin almak istedigim kuru kafayla kapanisi yaptim, hikaye de burada bitti.